Kılıçdaroğlu’ndan Ulusal Eğitim Bakanlığı’na sert sözler! ‘Ulusal olmaktan çıktı’ dedi, mülakat tartışmalarına değindi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’da Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul ile basına kapalı bir görüşme gerçekleştirmiş oldu. Kılıçdaroğlu ve Kurul’un görüşmesi ortalama otuz dakika sürdü. Kılıçdaroğlu’na CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık ve parti üyeleri birlikte rol aldı. Görüşmenin peşinden Kılıçdaroğlu ve Kurul, ortak basın toplantısı düzenledi. Kılıçdaroğlu, bir problemi, en iyi yaşayan kişinin anlatacağını belirterek, “Buraya gelmemizin temel sebebi de o; okullarda öğretmen açısından, talebe açısından, veli açısından karşılaşılan sorunları dinlemek. Fakat bu sorunları yaşayanların bu sorunları geniş kitlelere duyurması gerekiyor. Yaşanmış olan problemler nedir? Birincisi Ulusal Eğitim Bakanlığı; Ulusal Eğitim Bakanlığı aslına bakarsak ulusal olmaktan çoktan çıkmış vaziyette. Ulusal Eğitim Bakanlığı eğer milliyse bakandan bakana eğitim politikası değişmez. Bakandan bakana eğitim politikası değişiyorsa artık o ulusal olmaktan çıkmıştır. Kendi siyasal ideolojilerine uygun olarak talebe yetiştirmek için eğer Ulusal Eğitim Bakanlığı’nı kullanıyorsanız o bakanlık Türkiye’yi uygar hedeflere, uygar amaçlara ulaştırmak, daha doğrusu çağdaşlığı soruşturma ve onu aşmak hedefinden uzaklaşır anlamına gelir. Liyakatsizliğin egemen olduğu bir bakanlık ulusal olmaz” dedi.

‘7 MİLYON 662 BİN 807 ÇOCUK MADDİ YOKSULLUK ÇEKİYOR’

Br öğretmenin öğrenciyle bağlantı kurması için sınıfta yeter sayının olması icap ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “60, 70, 80 kişilik sınıflarda, öğretmenle talebe ilişkisi kurulamaz. Talebe yetiştirilemez. Bakın 57 bin 340 dersliğe gerekseme var. Bunu biz söylemiyoruz; onlar söylüyorlar. 21 senedir siz hala 57 bin 340 dersliği yapmamışsanız; siz iktidar olamamışsınız ve halkın taleplerini, öğrencilerin taleplerini, velilerin taleplerine cevap vermemişsiniz anlamına gelir. Öğretmenler de sorunlu. Doğal onların da dünya kadar problemi var; sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen, ücretli öğretmen. Tanrı aşkına ya öğretmen, öğretmendir. Ne demek kadrolu öğretmen; 657 sayılı yasaya doğal olarak. Ne demek ücretli öğretmen; daha düşük para veriyorsunuz ona. Ne demek sözleşmeli öğretmen; ona da düşük ücret veriyorsunuz. Kısaca öğretmenin sırtından bütçeden tutum yapacaksınız. Bu ülkede insanoğlu, ‘en fazlaca eğitim için vergi istiyoruz’ denildiği vakit gönüllü olarak gönüllerinden koparak Ulusal Eğitim Bakanlığı’na, eğitime kesinlikle katkıda bulunurlar, hiçbir şey istemeden. Bundan dolayı bilirler ki evlatları orada ve evlatlarının iyi bir eğitim alması lazım” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, devletin resmi rakamlarına gore evlatların yüzde 33.7’si doğrusu 7 milyon 662 bin 807 çocuğun maddi yoksulluk çektiğini belirterek, “Ve bu çocuklar okula aç gidiyorlar. Sarayın bundan haberi var mı? Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın bundan haberi var mı? 21’inci yüzyıldan söz ediyorum ben. Okullarda hijyen koşulları, eğer velilerden para toplarlarsa mümkün. Yoksa mümkün değil. 60 bin destek hizmet personeline gerekseme var. Dışarıda da milyonlarca işsizimiz var. İnternete erişemeyen 3 milyonu aşkın evladımız var. Bu da 21’inci yüzyılın Türkiye’sinden bir sayı” dedi.

‘SİYASETÇİ VERDİĞİ SÖZÜN ARKASINDA DURMALI’

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Ulusal Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in mülakatlarla ilgili açıklamasına ilişkin, “Bir siyasetçi seçim meydanında verdiği sözün arkasında durmalı. Bir şahıs verdiği sözün arkasında durmuyorsa ona bizim toplumda açıkça ‘yalancı’ denir. Bu kadar açık. ‘Mülakatı kaldıracağız’ dediler; güzel. E geldiniz, kaldırın. ‘Mülakatı mülakat benzer biçimde yapacağız’ dediler. Demek ki daha önceki mülakat, mülakat benzer biçimde değildi. Şimdi, ‘mülakatın arkasında duruyorum’ diyor. Kime inanacağız? Devletin iyi mi yönetildiğini aslına bakarsak bunlar gösteriyor bizlere. Sıhhatli ve tutarlı bir devlet yönetiminin olmadığını bizlere gösteriyorlar” dedi.

‘BEDELİNİ TOPLUM ÖDEDİ’

Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası Başkanı Hafize Amaç Usluer’in Plan ve Bütçe Komisyonunda faiz artırımı ile ilgili açıklamaları esnasında söylediği “Sayın Cumhurbaşkanımız bilime muhteşem kıymet ve ehemmiyet veren bir liderdir” sözlerinin hatırlatılması üstüne, “Merkez Bankası Başkanı, demek ki bilime önemle kıymet verdiğini, faizi yükselterek keşfetmiş. Peki daha önceki uygulaması neydi? Onun bilim dışı bulunduğunu söylüyor kendisi. Merkez Bankası’nın almış olduğu kararların, ekonomiyi düzeltme yönünde almış olduğu kararların doğruluğu tartışılabilir. Devlette olması ihtiyaç duyulan liyakattir ve işi ehline teslim etmektir. Eğer siz devleti, o işi meydana getirecek olan kişiye değil de tüm kararları alma yönünde saraya ve bu mevzuda kafi bir ilgisi olmadığını hepimizin bilmiş olduğu bir kişiye teslim ederseniz Türkiye bugünkü tabloyla karşı karşıya duracak. Bunun bedelini kim ödedi? Alınan yanlış kararların bedelini kim ödedi? Saray mı ödedi? Hayır. Bunun çevresi mi dedi? Hayır. Tamamımız ödedik. Ve cemiyet ödemeye de devam ediyor” ifadelerini kullandı.

(DHA)

Genç kız, Instagram şifresi yüzünden canına kıydı!

Yanardağ cezaevinden çıktı! İşte ilk sözleri

Ağaca asılı halde bulunmuş oldu! Toplumsal medya profiline yazdığı yazı kahretti…