Erdoğan ile Özgür Hususi görüşmesi öncesi dikkat çeken çıkış! Cumhurbaşkanı başdanışmanı ‘ana ilkeleri’ tek tek deklare etti
[ad_1]
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Hususi ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşmesinin gelecek hafta gerçekleşmesi planlanıyor. Görüşmede masaya yatırılacak mevzular içinde emekli maaşları, belediye borçları, atanamayan öğretmenler, dış siyaset mevzuları ve yeni anayasa tartışmaları içeriyor.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum da toplumsal medya hesabından yeni anayasa mevzusunda mühim açıklamalarda bulunmuş oldu. Başkanlık sistemi ve %50 + 1 kuralının halkın demokrasi mücadelesinin bir kazanımı bulunduğunu vurguladığı açıklamasında Uçum, “Cumhuriyetin, Cumhuriyetimizin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün, üniter yapının, hakkaniyet ve insan haklarına dayanan, demokratik, laik, toplumsal devlet ve hukuk devletinin temel olduğu, resmî dilin Türkçe, bayrağın ay yıldızlı Al Bayrak, millî marşın İstiklal Marşı, başkentin Ankara olduğu bir anayasa (kısaca ilk üç madde) Milletimizin vazgeçilmezidir.” ifadelerini kullandı.
İçindekiler
UÇUM, YENİ ANAYASANIN ANA İLKELERİNİ TEK TEK SIRALADI
Toplumsal medya platformu X’ten yapmış olduğu paylaşımda Uçum aşağıdaki ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin olağan gündemi “Yeni Anayasa” tartışması gene öne çıkıyor. Açık olan şu ki ülkemiz yeni anayasaya kavuşuncaya kadar bu münakaşa devam edecek. Bu sebeple yeni anayasa Türkiye’nin; öznel değerlendirmelerden, öznel iradelerden bağımsız nesnel ihtiyacıdır. Bu gereksinim karşılanana kadar yeni anayasa ülkemizin olağan gündemi olmayı sürdürecek.
Normal olarak yeni bir anayasa hedeflense de sıfırdan, sil baştan bir kurgu olmayacağı tüm toplumda genel kabul görüyor.
“İLK ÜÇ MADDE MİLLETİMİZİN VAZGEÇİLMEZİDİR”
Cumhuriyetin, Cumhuriyetimizin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün, üniter yapının, hakkaniyet ve insan haklarına dayanan, demokratik, laik, toplumsal devlet ve hukuk devletinin temel olduğu, resmî dilin Türkçe, bayrağın ay yıldızlı Al Bayrak, millî marşın İstiklal Marşı, başkentin Ankara olduğu bir anayasa (kısaca ilk üç madde) Milletimizin vazgeçilmezidir.
Yeni anayasada halk iradesinin temel kazanımı olan başkanlık sisteminin ve tüm kuvvetler açısından demokratik meşruiyet ilkesinin korunması ve geliştirilmesi, % 50 +1 kuralının devam ettirilmesi halkın demokrasi mücadelesinin kazanımlarının bir gereğidir.
Açıktır ki Cumhuriyetimizin ilkeleri ve demokratik birikimimiz yeni anayasanın kaidesi kısaca en sağlam temeli olacaktır.
“YENİ ANAYASANIN ANA İLKELERİ NELER OLABİLİR”
Cumhuriyet ve demokrasi temeli üstünde yükselecek ve 42 yıl sonrasında darbe anayasasından tamamen kurtulmamızı sağlayacak adıyla, felsefesiyle, çağımıza uygun içeriğiyle “yeni bir anayasa”.
Kurumsal yapıların ve seçkinlerin taleplerine ve iradelerine değil halkın talep ve iradesine bakılırsa hazırlanan “sivil bir anayasa”.
Türkiye’nin her ferdinin kendini asli unsuru olarak saydığı kapsayıcı Türk Milleti ve Türk Vatandaşlığı yaklaşımının esas olduğu “kuşatıcı bir anayasa”.
Kişinin her türlü hak ve özgürlüklerinin eksiksiz yer almış olduğu, yeni dönem hak ve özgürlük alanlarının tanımlandığı, hak ve özgürlüklerin esas, sınırlamaların kural dışı olduğu “özgürlükçü bir anayasa”.
Kişilerin maddi ve içsel varlığını korumayı ve geliştirmeyi güvenceye alan, tabiat ananın, çevrenin, iklimin, denizlerin, kıyıların, ormanların, su kaynaklarının, naturel kaynakların, yer altı zenginliklerin müdafaasını, doğru ve kamu yararına kullanılmasını güvenceleyen, naturel afetlere karşı insanı koruma amacına hizmet edecek hukuksal tedbirleri içeren “koruyucu bir anayasa”.
Her insanın gelir güvencesine haiz olması, genel olarak fırsat eşitliği, çalışanlar bakımından adil bir asgari ücret, parasız sıhhat hakkı, parasız eğitim hakkı, eksiksiz toplumsal güvenlik hakkı, kırılgan toplumsal gruplara ilave destek sunar, değişik toplumsal yardım ve toplumsal hizmet imkanlarının geliştirilmesi, emek verme hakkının eksiksiz gerçekleştirilmesi, toplumda gelir grupları arasındaki farkları yukarıya doğru azaltacak adil bir gelir dağılımı sistemine geçiş şeklinde bir fazlaca toplumsal hakkaniyet yaklaşımına ve yeni toplumsal politikalara olanak veren “toplumsal bir anayasa”.
Elektronik demokrasi/fert inisiyatifli demokratik sistem işleyişinin geliştirilmesi için elektronik katılım hakkı, halkın milletvekilini geri çağırma hakkı, halkın yasa teklif hakkı, halkın itiraz edici referandum hakkı, halkın soyut ölçü denetimi için Anayasa Mahkemesine müracaat hakkı, yasama sürecine halkın katılım imkanlarının ve mecralarının çeşitlendirilmesi ve güçlendirilmesi, yargılama süreçlerinde halk iradesinin de etkili olacağı yapılar ve fonksiyonlar şeklinde kurumlar yöntemiyle “gelişkin demokrasiye imkân veren bir anayasa”.
Her egemen devlet pozitif hukukunu oluştururken ve uygularken kalım esaslı bir politik hukuk anlayışıyla hukuk üretimini yapar ve kalım anlayışıyla uygular. Nitekim pek fazlaca batı devletinin yapmış olduğu budur. Kalım tehdidi oluşturacak ya da kalım tehditlerine zemin ve güç kazandıracak bir hukuk uygulaması egemen bir devlet açısından meşru değildir ve asla kabul edilemez.Bu yüzden devletin maddi ve içsel varlığını korumayı ve geliştirmeyi güvenceye alan, ülkesel tam bağımsızlığı tüm boyutlarıyla korumaya ve güçlendirmeye imkân veren “ulusal bir anayasa”.”
YENİ ANAYASA
Türkiye’nin olağan gündemi “Yeni Anayasa” tartışması gene öne çıkıyor. Açık olan şu ki ülkemiz yeni anayasaya kavuşuncaya kadar bu münakaşa devam edecek. Bu sebeple yeni anayasa Türkiye’nin; öznel değerlendirmelerden, öznel iradelerden bağımsız nesnel ihtiyacıdır.…
— Mehmet Uçum (@mehmetucum) April 28, 2024
[ad_2]