Kılıçdaroğlu’ndan Yargıtay’a tepki! Can Atalay, Osman Kavala ve Tayfun Kahraman’ı ziyaret etti: “Tarihinde bu şekilde bir vaka olmamalıydı, bu da oldu”
[ad_1]
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Seyahat parkı vakaları davasında tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay, Osman Kavala, Tayfun Kahraman’ı Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde ziyaret etti. Kılıçdaroğlu’na CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu birlikte rol aldı. Kurul saat 10.30 sıralarında cezaevi önüne geldi. Ortalama 3 saat devam eden görüşmenin arkasından Kılıçdaroğlu gazetecilere açıklamalarda bulunmuş oldu.
“ADALETSİZLİK NEREDE VARSA BEN O ADALETSİZLİĞİ GİDERMEK İÇİN MÜCADELE EDERİM”
Kılıçdaroğlu, “Can Atalay, Osman Kavala ve Tayfun Kahraman’ı ziyaret ettik. Ziyaretimizin temel öne sürülen nedeni şu, açık ve net söylüyorum bu ülkede hakkaniyet yok. Halkın seçtiği bir milletvekili anayasaya aykırı olarak hukuka aykırı olarak demokrasiye aykırı olarak hapiste tutuluyorsa, bir problem var anlamına gelir. Benim görevim de bu adaletsizliği daha görünür hale getirmektir. Hakkaniyet eğer hakikaten sağlanacaksa haksızlıklara karşı savaşım edilecekse, bu haksızlıklara muhatap olan gereksiz yere hukuksuzu bir halde hapse atılan insanlara yardım etmektir, onların yanında durmaktır. Benim görevim de budur. Ben adaleti savunuyorum. Hakkı savunuyorum. Hukuku savunuyorum. İnsan haklarını savunuyorum. Demokrasiyi savunuyorum. Bu dostlar hiçbirisi CHP’ye oy vermemiş olabilir fakat bir şahıs haksızlığa uğrar ve siz sessizliğinizi korursanız o süre topluma da insanlığa da hizmet etmiyorsunuz anlamına gelir. Ben insana da, topluma da, her insana de hizmet etmek isterim. Adaletsizlik nerede var ise ben o adaletsizliği gidermek için savaşım ederim. Burada bu hapishanede oldukca şahıs yatıyor, binlerce şahıs yatıyor. Bu hapishanede avukatlar yatıyor, bu hapishanede düşünen insanoğlu yatıyor bu. Bu hapishanede hakikaten hasta doktora gidecek, tedavi olması ihtiyaç duyulan insanoğlu yatıyor. Biz tüm bu haksızlıklara karşı toplumun sesi olmak istiyoruz. Dürüst insanların, namuslu insanların sesi olmak istiyoruz. Haksız yere bir kişinin hapse atılması doğru değildir. Bir şahıs haksızlığa uğruyor ve sessiz kalıyorsak o süre tüm cemiyet haksızlığa uğradığında adaletsizlikle karşı karşıya kaldığında biz o süre asla sesimizi çıkarmamış oluruz. Biz mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
“CAN ATALAY’IN VE DİĞERLERİNİN DE BİR AN ÖNCE ÇIKMASI LAZIM”
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin Can Atalay’ hakkında sordurulmuş olduğu sual üstüne şöyel cevap verdi:
“Can Atalay’la da görüştüm. Bakın şimdi eğer bir yargı yürütme organının kontrolünde ise kısaca sarayın kontrolündeyse açıkça söylemek gerekirse, o yargı adalete uygun karar vermez. O yargı sarayın talepleri doğrultusunda kısaca yürütme organının talepleri doğrultusunda karar vermiş olur. Can Atalay’ın durumu da böyledir. Can Atalay milletvekili olmadan ilkin daha mütevazı bir vatandaşken gitti cumhuriyet savcılığına başvurdu. Temiz kağıdı aldı mı? Aldı. Sen milletvekili seçilebilir misin dediler. Evet seçilebilirsin dedi savcı da. Kağıdı verdi, aldı dosyalarını götürdü Yüksek Seçim Kurulu’na. Orada Yargıtay üyeleri var. Orada Danıştay üyeleri var. Onlar da dediler ki evet seçime girip milletvekili olabilirsin, parlamentoya girebilirsin dediler. Bu da seçime girdi. Yurttaş oyunu verdi milletvekili seçildi. Şimdi diyorlar ki hayır sen hapisten çıkamazsın. Niçin? Bir yanlışlık var ise en başta bu sonucu verenler de yanlışlık var. Danıştay hakimleri, yargıtay hakimleri, Yüksek Seçim Kurulu’nda diyorlar ki hayır sen Milletvekili seçimlerine girebilirsin, Milletvekili seçilebilirsin. Girdim kazandım. Şimdi saraydan yönerge var ‘bunu hapishaneden dışarıya çıkarmayacaksınız’ diye. Yargıtay da bu karara uydu. Hukuku çiğnedi, kanunları çiğnedi. Yargıtay’ın tarihinde bu şekilde bir vaka olmamalıydı aslına bakarsak. Bu da oldu. Şimdi Anayasa Mahkemesi’nin hakikaten oturup bir karar vermesi lazım. Daha ilkin benzer kararlar var. Ve Can Atalay’ın da bir an ilkin çıkması lazım. Diğerlerinin de biran ilkin çıkması lazım. Asla kimse düşüncelerinden dolayı yargılanmamalı. Düşünceden korkulur mu,ahlaktan korkulur mu, erdemden korkulur mu? Bunlardan korkulmaması lazım. Doğal bu ülkede demokrasi yok. Ben bunun farkındayım. Demokrasinin olmadığınıda oldukça iyi biliyorum. Otoriter bir yönetimin bulunduğunu biliyorum. Tüm yargıçların demeyim fakat yargıçların mühim bir kesiminin karar almadan ilkin birilerine danıştığını da oldukça iyi biliyorum. Şimdi o danışılan kararlar, görüşler çerçevesinde alınan kararları da oldukça iyi biliyorum. Benim burada olmamın temel sebebi de o kararların yanlış bulunduğunu her insana duyurmaktır. Bu ülkede vicdanlı insanoğlu var. Ben bu ülkede o vicdanda insanların yüreğine sesleniyorum” diye yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu konuşmasının arkasından Bakırköy Kapalı Hanım Cezaevinde tutuklu bulunan Çiğdem Mater ve Mine Özerden’i ziyaret etmek için Silivri’den ayrıldı.
(DHA)
[ad_2]